2Prof. Dr., Psychologist, Hacettepe University
Abstract
Objective: Depending on an observation in which some of the subjects’ nonrandom irresponsiveness to repetitive thinking questionnaire items among fully answered others in a study of current researchers, the aims of the present study were to test that whether the ignorance of repetitive thinking items is a stress coping strategy or not, to compare people who ignore the repetitive thinking items (IRT) with people who have high repetitive thinking (HRT) and low repetitive thinking (LRT) in context of attachment patterns, sychopathological symptoms and cognitive flexibility.
Method: 432 (278 women and 154 men) college students were selected from a larger research project sample pool which had funded by TÜBİTAK. Participants were divided into three groups according to their repetitive thinking conditions (ignorance, high and low score). All participants have completed the Experiences in Close Relationships – Revised Inventory, Repetitive Thinking Questionnaire, Cognitive Flexibility Inventory and Brief Symptom Inventory.
Results: To test our hypothesis series of ANOVA, MANOVA and discriminant analysis were conducted. According the variance analysis, the IRT group had more psychopathology symptoms and attachment anxiety than the LRT group and less than the HRT group. The IRT group had more cognitive flexibility than the HRT group and less than the LRT group. According to discriminant analysis, the LRT and IRT groups had been distinguished the HRT group in the context of psychopathology symptoms and attachment anxiety; the LRT and HRT groups had been distinguished the IRT group in the context of cognitive flexibility-control dimension.
Conclusion: According to the results, the ignorance of the repetitive thinking items may be a defensive mechanism or stress coping strategy.
2Prof. Dr., Psikolog, Hacettepe Üniversitesi
Amaç: Araştırmacıların bir çalışmasında katılımcıların bir bölümünün tesadüfi olmayan bir şekilde tekrarlayıcı düşünmeyi ölçmek amacıyla kullanılan aracı doldurmamış olmasından hareketle, bu tepkinin stres verici yaşam olaylarıyla başa çıkmak üzere kullanılan “stresli olayı unutmaya çalışma” gibi duygu odaklı bir başa çıkma stratejisi olabileceği ihtimalini test etmek üzere yapılan bu çalışmanın amacı, Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği maddelerinin yok sayılmasının bir başa çıkma stratejisi olup olmadığını sınamak ve bu yok saymanın bağlanma örüntüleri, psikolojik belirtisellik ve bilişsel esneklik açısından, tekrarlayıcı düşüncesi olan ve olmayan kişilere göre nasıl konumlandığını anlayabilmektir.
Yöntem: TÜBİTAK tarafından desteklenen bir projenin 992 üniversite öğrencisinden oluşan örneklemi içinden seçilen ve tekrarlayıcı düşünme durumuna göre üç gruba ayrılan 432 (278 kadın ve 154 erkek) katılımcıdan Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri-II, Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeği, Bilişsel Esneklik Envanteri ve Kısa Semptom Envanteri kullanılarak veri toplanmıştır.
Bulgular: Hipotezleri sınamak amacıyla bir dizi ANOVA, MANOVA ve diskriminant analizi yapılmıştır. Varyans analizlerinin sonuçları, tekrarlayıcı düşünme ölçeğini yok sayan grubun, güvenli bağlanma, psikolojik belirtiler ve bilişsel esneklik açısından tekrarlayıcı düşüncesi olan ve olmayan grubun arasında olduğunu göstermektedir. Diskriminant analizi sonuçları da tekrarlayıcı düşünmesi düşük olan grup ile ölçeği yok sayan grubun, yüksek oranda tekrarlayıcı düşünmesi olan gruptan psikolojik belirtisellik ve bağlanma kaygısı açısından; tekrarlayıcı düşünmesi düşük olan grup ile tekrarlayıcı düşünmesi yüksek olan grubun da ölçeği yok sayan gruptan bilişsel esneklik-kontrol boyutu açısından farklılaştığını göstermektedir.
Sonuç: Tekrarlayıcı Düşünme Ölçeğinin yok sayılmasının bir çeşit savunma mekanizması ya da stresle başa çıkma stratejisi olabileceği görülmüştür.