In the literature, those who applied for surgery due to metabolic diseases and those who applied for surgery for non-metabolic reasons only for weight loss were examined as a whole. The aim of this study is to reveal the difference between these two groups and and identify additional psychiatric interventions that may be required before surgery and contribute to the prevention of possible post-surgical complications. Patients who consented to participate in the study were referred by the general surgery outpatient clinic for mental assessment prior to surgery. The scale scores of 96 persons who applied for bariatric non-metabolic surgery and 22 people who applied for metabolic surgery were evaluated statistically. It was found that the self-esteem sub-dimension score of the Rosenberg Self-Esteem Scale was statistically significantly higher in the bariatric non-metabolic surgery group than in the metabolic surgery group (p=0.009). In the non-metabolic surgery group, a moderately positive correlation was found between Body Mass Index (BMI) and total scores of State-Trait Anxiety Scales [(r=0.312, p=0.002), (r=0.305, p=0.003)]. In the metabolic surgery group, a high level of negative correlation was found between BMI and the Positive total score of the Emotional Appetite Questionnaire (r=-0.542, p=0.009). In the regression analysis, the Eating Attitude Test total score was predicted by the Trait Anxiety Scale total score (β=0.262, p=0.034). In this study, it was determined that metabolic and non-metabolic surgery groups had similar eating attitudes, emotional appetite, anxiety and depression levels. In addition non-metabolic surgery candidates had lower self-esteem than the metabolic surgery group. Body Mass Index increased as chronic anxiety increased in the non-metabolic surgery group. The fact that trait anxiety predicts eating attitude also supports this finding. In this study, as BMI increased in the metabolic surgery group, the increase in appetite decreased in positive emotions. Due to the limitations of our study, more comprehensive studies are needed in the future.

Literatürde metabolik hastalıkları nedeniyle cerrahiye başvuranlarla sadece kilo kaybı amacıyla non-metabolik nedenle cerrahiye başvuranlar bir bütün olarak incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı bu iki grubun farkını ortaya koyarak cerrahi öncesi gerekebilecek ek psikiyatrik müdahaleleri saptamak ve cerrahi sonrası olası komplikasyonları önlemeye katkıda bulunmaktır. Genel cerrahi polikliniğinden cerrahi öncesi psikiyatrik değerlendirme için yönlendirilen hastalardan çalışmaya katılmaya gönüllü olanlar alınmıştır. Non-metabolik cerrahiye başvuran 96 kişi ve metabolik cerrahiye başvuran 22 kişiden oluşan gruplar arasında ölçek puanları verisi istatistiksel analize tabi tutulmuştur. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğinin benlik saygısı alt boyutu puanının non-metabolik cerrahi grubunda, metabolik cerrahi grubundan istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha yüksek olduğu (p=0,009) saptanmıştır. Non-metabolik cerrahi grubunda beden kitle indeksi (BKİ) ile durumluk-sürekli kaygı ölçekleri toplam puanları arasında orta düzeyde pozitif yönde korelasyon saptanmıştır [(r=0,312, p=0,002), (r=0,305, p=0,003)]. Metabolik cerrahi grubunda BKİ ile Duygusal İştah Anketi’nin Olumlu toplam puanı arasında yüksek düzeyde negatif yönde korelasyon saptanmıştır (r=-0,542, p=0,009). Yapılan regresyon analizinde Yeme Tutumu Testi toplam puanı Sürekli Kaygı Ölçeği toplam puanı (β=0,262, p=0,034) tarafından yordanmıştır. Bu çalışmada bariatrik non-metabolik cerrahiye başvuran kişilerle metabolik cerrahiye başvuran kişilerin yeme tutumu, duygusal iştah, anksiyete ve depresyon düzeylerinin benzer olduğu, non-metabolik cerrahiye başvuran kişilerin benlik saygısı metabolik cerrahiye başvuran kişilerden daha düşük olduğu saptanmıştır. Non-metabolik cerrahi grubunda süregen kaygı arttıkça BKİ’nin arttığı saptanmıştır. Sürekli kaygının yeme tutumunu yordaması da bu bulguyu desteklemektedir. Metabolik cerrahi grubunda ise BKİ arttıkça olumlu duygularda iştahta azalma gözlenmiştir. Çalışmamızın kısıtlılıkları nedeniyle ileride yapılacak daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.