2Isparta State Hospital
3Yıldırım Beyazıt Research and Training Hospital Psychiatry Service
Abstract
Objective: Examinations by using tests are very frequently used in educational settings and successful studying before the examinations is a complex matter to deal with. In order to understand the determinants of success in exams better, we need to take into account not only emotional and motivational, but also cognitive aspects of the participants such as dysfunctional beliefs. Our aim is to present the relationship between candidates’ characteristics and distorted beliefs/schemata just before an examination.
Method: The subjects of the study were 30 female and 30 male physicians who were about to take the medical specialization exam (MSE) in Turkey. Dysfunctional Attitude Scale (DAS) and Young Schema Questionnaire Short Form (YSQ-SF) were applied to the subjects. The statistical analysis was done using the F test, Mann-Whitney, Kruskal-Wallis, chi-square test and spearman’s correlation test.
Results: It was shown that some of the DAS and YSQ-SF scores were significantly higher in female gender, in the group who could not pass the exam, who had repetitive examinations, who had their first try taking an examination and who were unemployed at the time of the examination.
Conclusion: Our findings indicate that candidates seeking help before MSE examination could be referred for cognitive therapy or counseling even they do not have any psychiatric diagnosis due to clinically significant cognitive distortion. Measurement and treatment of cognitive distortions that have negative impact on MSE performance may improve the cost-effectiveness and mental well being of the young doctors.
2Isparta Devlet Hastanesi
3Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Servisi
Amaç: Eğitim ortamında test usulü sınavlar çok sık olarak kullanılmaktadır ve sınav öncesi iyi bir çalışma, üstünde durulması gereken karmaşık bir durumdur. Testlerde başarıyı belirleyen faktörleri daha iyi anlamak için, sadece emosyonel ve motivasyonel faktörleri değil, sınava girenlerin disfonksiyonel inançları gibi bilişşel etkenleri de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Amacımız sınav öncesinde adayların özellikleri ve çarpıtılmış inançları/şemaları arasındaki ilişkiyi göstermektir.
Yöntem: Çalışmanın katılımcıları Türkiye’de yapılmakta olan Tıpta Uzmanlık Sınavı’na (TUS) girecek olan 30 kadın ve 30 erkek tıp doktorudur. Katılımcılara Fonksiyonel Olmayan Tutumlar Ölçeği (FOTÖ) ve Young Şema Anketi-Kısa Form (YŞA-KF) uygulandı. İstatistik analiz F testi, Mann-Whitney, Kruskal-Wallis, ki-kare ve Spearman Korelasyon testleri kullanılarak yapıldı.
Bulgular: Verilen anketlerin sonucunda FOTÖ ve YŞA-KF puanlarının kadın cinsiyette, testi geçemeyenlerde, tekrarlayan bir şekilde teste girenlerde, teste ilk kez girenlerde ve test döneminde işsiz konumda olanlarda daha yüksek olduğu saptandı.
Sonuç: Bulgular TUS’a girmeden önce yardım için başvuruda bulunan adayların psikiyatrik tanıları olmasa bile anlamlı bilişsel çarpıtmaları nedeni ile bilişsel terapi ya da danışmaya yönlendirilmesi gerektiğini işaret etmektedir. TUS performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olan bilişsel çarpıtmaların tespit ve tedavi edilmesi fayda-zarar ilişkisini ve genç doktorların ruhsal durumunu düzeltebilir.