2Department of Psychology, Ankara University of Social Sciences, Ankara, Türkiye
Abstract
Generalized anxiety disorder (GAD) is one of the most common anxiety disorders, characterized by excessive and uncontrollable worry that significantly impairs an individual’s functioning. Although cognitive behavioral therapy is an evidence-based treatment for GAD, it is associated with high relapse rates and only moderate levels of improvement. Metacognitive therapy (MCT) has emerged as an effective psychotherapeutic approach for anxiety disorders, including GAD. According to MCT, the most fundamental factor in the maintenance of GAD is the presence of negative metacognitive beliefs about worry—such as the belief that worry is uncontrollable and dangerous. Conversely, the presence of positive metacognitive beliefs about worry leads individuals to respond to negative thoughts with intense worry, resulting in a prolonged cycle of thinking. Therefore, treatment should first focus on modifying negative metacognitive beliefs, followed by identifying the dysfunctional cognitive and behavioral strategies used by the individual. In the final stage, the focus should shift to addressing positive metacognitive beliefs. In this context, the primary aim of this paper is to present the theoretical foundations of MCT and its conceptualization of psychopathology in detail. Additionally, the paper aims to illustrate the stages and techniques of MCT through a sample GAD case interview based on Wells’ (2013) metacognitive model for GAD.
2Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Ankara, Türkiye
Yaygın anksiyete bozukluğu, bireyin işlevselliğini önemli ölçüde etkileyen, aşırı ve kontrol edilmesi zor bir endişe düzeyi ile karakterize en yaygın anksiyete bozukluklarından biridir. Bilişsel davranışçı terapi, yaygın anksiyete bozukluğu için kanıta dayalı bir tedavi yöntemi olsa da araştırmalar bilişsel davranışçı terapinin yüksek yineleme oranlarına ve orta düzeyde iyileşme oranlarına sahip olduğunu göstermektedir. Son yıllarda metakognitif terapi, yaygın anksiyete bozukluğu da dahil olmak üzere anksiyete bozuklukları için etkili bir psikoterapi yaklaşımı olarak öne çıkmıştır. Metakognitif terapiye göre; yaygın anksiyete bozukluğuna sahip bireylerin endişe ile ilgili negatif metakognitif inançlara sahip olmasının (endişenin kontrol edilemez ve tehlikeli olduğuna dair inançlar) hastalığın sürmesindeki en temel etken olduğu kabul edilmektedir. Öte yandan endişeyle ilgili pozitif metakognitif inançların varlığı, bireylerin negatif düşüncelerine yoğun bir endişe ile yanıt vermelerine ve uzun uzadıya bir düşünme döngüsüne girmelerine yol açmaktadır. Bu sebeple tedavide öncelikle negatif metakognitif inançların değiştirilmesi, ardından bireyin kullandığı işlevsiz zihinsel ve davranışsal stratejilerin tespit edilmesi ve son aşamada pozitif metakognitif inançlar üzerinde çalışılması gerekmektedir. Bu bağlamda, yazının temel amacı, Wells’in (2013) yaygın anksiyete bozukluğu için geliştirdiği metakognitif modeli temel alınarak, metakognitif terapinin basamaklarını ve kullanılan teknikleri örnek bir yaygın anksiyete bozukluğu vakası görüşmesi üzerinden göstermektir.