Abstract
It is known that mood disorders, which are among psychopathological disorders, are associated with relapses and impairment in cognitive functions, quality of life, and social functionality. This study aims to examine the relationship between early maladaptive schemas and functionality of patients with bipolar disorder (BD) and unipolar depression (UD). Thirty-two patients with BD, 28 UD in remission and 30 healthy participants were enrolled. General Assessment of Functioning (GAF), Young Schema Scale – Short Form (YŞÖ-SF) were used as measurement tools. The mean functionality of the BD was significantly higher than the functionality average of the UD (U=307.00, p=0.012). It was determined that the control group had a higher average functionality than the mean of both groups (U=35.50, p<0.001). BD is significantly and inversely related to functionality rate and schemes of failure, pessimism, social isolation, dependence, vulnerability to threats, and the deficiency (p<0.05; p<0.01). UD functionality ratio was significantly and inversely related (p<0.01; p<0.05) with schemes of emotional deprivation, pessimism, social isolation, and vulnerability to threats. Schemas differing from each other in patient groups and related to their functionality levels; For BD patients, there was failure, dependence, imperfection, and emotional deprivation for UD patients. It was thought that the schemas indicating impaired autonomy and performance, separation, exclusion, and rejection areas in BD patients may be determinant on their functionality, whereas in UD patients, unlike BD, their emotional needs may affect their functionality.
Psikopatolojik rahatsızlıklardan duygudurum hastalıklarının yinelemelerle ve bilişsel işlevlerde, yaşam kalitesinde ve sosyal işlevsellikte bozulma ile seyreden hastalıklar olduğu bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı iki uçlu bozukluk (İUB) ve tek uçlu depresyon (TUD) hastalarının, erken dönem uyumsuz şemaları ile işlevselliklerinin ilişkisini incelemektir. Çalışmamız 32 İUB, 28 TUD hastası ile 30 sağlıklı kontrol grubu olmak üzere 90 katılımcıdan oluşmaktadır. Ölçüm araçları olarak İşlevselliğin Genel Değerlendirilmesi (İGD), Young Şema Ölçeği – Kısa Form (YŞÖ-KF) kullanılmıştır. İUB işlevsellik ortalaması, TUD işlevsellik ortalamasından anlamlı olarak daha yüksektir (U=307,00, p=0,012). Kontrol grubu ise her iki grubun ortalamasından daha yüksek işlevsellik ortalamasına sahiptir (U=35,50, p<0,001). İUB işlevsellik oranı ile başarısızlık, karamsarlık, sosyal izolasyon, bağımlılık, tehditler karşısında dayanıksızlık ve kusurluluk şemalarıyla anlamlı ve ters yönde (p<0,05, p<0,01), TUD işlevsellik oranı ile duygusal yoksunluk, karamsarlık, sosyal izolasyon ve tehditler karşısında dayanıksızlık şemaları ile anlamlı ve ters yönde (p<0,01; p<0,05) ilişki bulunmuştur. Hastaların birbirlerinden farklı oldukları ve işlevsellik düzeyleriyle ilişkili şemalar; İUB hastaları için başarısızlık, bağımlılık, kusurluluk ve TUD hastaları için ise duygusal yoksunluktur. İUB hastalarında zedelenmiş özerklik ve performans ile ayrılma, dışlanma, reddedilme alanlarına işaret eden şemaların işlevsellikleri üzerinde belirleyici olabileceği, TUD hastalarında ise İUB den farklı olarak duygusal ihtiyaçlarının işlevselliklerini etkileyebileceği düşünülmüştür.