This study aimed to evaluate the differences in difficulties in emotion regulation (DER) between patients with OCD and healthy controls (HC) and whether a relationship exists between DER and obsession type. Thirty nine OCD patients with autogenous (sexual, religious, aggressive) obsessions and 45 OCD patients with reactive (contamination and symmetry-order) obsessions and 40 HC were evaluated with sociodemographic form, Structured Clinical Interview for DSM-5, Yale-Brown Obsessive Compulsive Scale (Y-BOCS), Beck Anxiety Inventory, Beck Depression Inventory, and Difficulties in Emotion Regulation Scale (DERS). In terms of DERS strategy, non-acceptance, impulse, clarity, and total scores, OCD patients with reactive obsessions had higher scores than HC and lower scores than OCD patients with autogenous obsessions (p<0.05). Y-BOCS score was statistically significant positively correlated with DERS goal, strategy, non-acceptance, impulse, clarity, and total scores (p<0.05). . In OCD participants, our results showed that DER might probably be related with autogenous obsessions. These results may be important for the clinical course and the treatment of OCD.

Bu çalışmanın amacı Obsesif Kompusif Bozukluk (OKB) olan hastalar ve sağlıklı kontroller arasında duygulanım düzenleme güçlüğü açısından farklılıkları ve duygulanım düzenleme güçlüğü ile obsesyon türleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Otuz dokuz otojen (cinsellik, dini ve saldırganlık obsesyonu) olan 45 reaktif (kirlenme-bulaşma, simetri-düzen) obsesyonları olan OKB tanılı hasta ve 40 sağlıklı kontrol DSM-5 Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-5-CV), Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon Ölçeği (Y-BOKÖ), Beck Anksiyete Ölçeği (BAÖ), Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ), ve Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği (DDGÖ) ile değerlendirildi. Reaktif obsesyonu olan OKB hastalarında DDGÖ stratejiler, kabullenememe, dürtü, açıklık ve toplam puanları açısından sağlıklı kontrollere göre daha yüksek; otojen obsesyonu olanlara göre daha düşük puanlar elde edildi (p<0,05). Y-BOKÖ toplam puanı ve DDGÖ hedef, stratejiler, kabullenememe, dürtü, açıklık ve toplam puanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif korelasyon mevcuttu (p<0,05). Çalışmamızın bulgularına göre otojen obsesyonların geliştiği kişilerde daha çok stres ve emosyon disregülasyonu görülebilir. Duygu düzenleme güçlüklerinin belirlenmesi ve buna yönelik müdahaleler OKB’nin tedavi sürecinde önemli olabilir.